(7.4.14 te yazılmıştır)
Bugün ne zamandır okumayı ileri tarihlere atıp durduğum Son Sefarad kitabını bitirdim. Bu kitabı okuyuncaya kadar 3 roman bilmem kaç tane wattpad hikayesi okudum. Ve günlerimi ağırlıkla komite çalışarak geçirdim.
İmparatorluk serinin 2.kitabı olan Son Sefarad, Sultan Beyazıd'ın Engizisyonun elinden Yahudileri kaçırışını anlatıyor.tabii ki bununla da kalmayıp olayı farklı farklı -kaptanlar,kaçanlar,engizatorler..- kişilerin gözüyle anlatıp bu tuğla gibi kitabı ortaya koyuyor yazarımız. Kitabın kalın olması sadece gözümüzü korkutuyor.Boş bir vakitte ele alınıp 1492'lere yolculuk yapabilmek için tek ihtiyacımız olan şey.Tarihi sanki şu an yaşanıyormuş gibi anlatan üslubuyla 1.kitapta olduğu gibi tekrardan beni kendisine hayran bıraktı.
Romanda en çok Engizisyon mahkemelerinde haksız yere sadece inançları yüzünden cayır cayır yanan veya akla sığmaz işkencelere maruz bırakılan insanlara çok üzüldüm. Tabi kitapta da geçtiği gibi "önce kitapları yaktılar, sonra insanları.." Yüzlerce asırlık bilginin bir hiçmişcesine yakılması beni çok çok üzen şeylerden bir başkası.Fransız Fizikçi P.Curıe"Endülüs'ten bize otuz kitap kaldı,atomu parçalayabildik,yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arası geziyorduk" sözüyle acımasız bir gerçeği yüzümüze çarpıyor.Ateşler içinde kül olan İbn-i Rüşd'ler, İbn-i Sina'lar, El Biruni'ler..
kitabı okursanız diye çokta spoi vermek istemiyorum.Hoş ana sonucu hepimiz biliyoruz-Bayezıd'ın Yahudileri kurtarması- ama diğer kahramanların sonları.. Ah ah :( Neyse kalemimden bir şey kaçmadan kitaba 10x10 verdiğimi söylemek isterim.
Ayrıca Bayezıd ile Hamdullah arasındaki yazı/hat üzerine konuşmaları çok başkaydı.
_dr.coffee
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
her kelime benim için değerli..