19 Ağustos 2015 Çarşamba

Yüzyıllık yalnızlık - gabriel garcia marquez

merhaba kütüphanemin biricik sakinleri
dün gece uzun zamandır okuduğum kitabı bitirebildim *alkış*
uzun sürmesiyle ilgili bütün suçu üstleniyorum..

kitabı bitirdikten sonra kitapla ilgili o kadar çok düşünce belirmesine rağmen şimdi hepsi uçup gitti.
güzel kitapların yorumlarının kaderi bu sanırım..

kitapta maconda adındaki bir kasabanın kurucu ailesini anlatıyor.uzun ve karışık bir aile ağacı olan buendia'larla büyülü gerçekcilik kavramını yaşıyorsunuz..

çok bilgili vikipedi'de büyülü gerçekçilik için normal yada gerçekçi kabul edilen sanat akımlarında olmaması gereken sihirli ve mantık dışı öğeleri içeren sanat akımı deniyor.

ben kitabı okurken sanki yaşanmış bir masalı okuyormuşum gibi hissettim.. hani eski anadolu'yu anlatan kitapların fiks öğesi masalcı neneler vardır ya, burada masalcı dedemiz gabriel garcia marquez var. bu kitabı o kadar beğendim ki artık onun kaleminden alış veriş listesi bile çıkmış olsa bir gözüm kapalı okurum.. açık olan gözüm tedbir amaçlıdır, arka kapağı okusun ki konuyu beğenmezsem yazar hakkındaki düşüncelerim değişmesin :)

kitabı okurken düşündüğüm diğer şey ise niye yüzyıllık yalnızlık? kimin bu yalnızlık?

yüzyıl ve daha uzun yaşayan kahramanlar vardı kitapta.. ama her şey sonunda çözüldü..
ah o son o son.. hayır sonunu aylar öncesinden bilmeme rağmen nasıl bu derece etkiledi beni bilmiyorum :D

bir de ilgilenenler varsa belirteyim, kitap 1982 nobel ödülü'nü almış. işin aslı huysuz kitapçı fikry'nin de dediği gibi.. ne dediğini hatırlamıyorum ama.. ödüllerin kitabın değerini değil jürinin kişiliğini belirlediğiyle ilgili bir şey söylemişti.

demek istediğim bu kitap hiç ödül almamış bile olsa aklımın en güzel köşesinde yerini edinirdi. bazı kitapların beğenilmek için ödüllere ihtiyacı yoktur.. ama nobel ödülü'nü alması da hoş bir şey olmuş.. yazarın eli para görmüştür ;P

gabriel garcia marquez'in geçen yaz kırmızı pazartesi isimli kitabını okumuş ve onu da aynen bu şekilde beğenmiştim. yazarın diliyle tanışmak için uygun bir kitap olan kırmızı pazartesi ince bir kitaptı. bu kez kalın bir kitap olan yüzyıllık yalnızlık belki de sıcaklardan ve yazarın ritmine uyamamamdan ötürüdür..

sonuç olarak kitabı çok beğendim, bence 15 yaş üstü herkes okuyabilir. biraz karmaşık bir kronolojik sırası olduğu için 15'in altındakileri bunaltabilir.. zaten kitap okuma konusunda hassas bir dönem olan ilk/ortaokul çağını böyle karmaşık zaman çizgisi ve dallanıp budaklanmış aile soyağacıyla sıkmaya gerek yok.

sonuç olarak benim bu kitaba puanım 10 üzerinden 10.
ister paranızla, ister kütüphaneden alın okuyun.
ben önce kütüphaneden aldım, sonra eve gelince evdeki kitabı okuyarak bitirdim.. muhtemelen iki farklı baskının ürünüydü ama içeriğinde bir farklılık olduğunu sanmıyorum. sadece kapak farklı.

sağlıkla ve kitapla, serin kalın :)
_dr.coffee'den sevgilerle

yaz mimi kitap mimi

Doktorunuz biraz beceriksiz oldugu icin resim eklerken ozene bezene yaptigi mimi sildi :(
Hayir aglamiyorum, gözume tablet kacti ;(
 Sağlikla ve kitapla..
Serin kalin.
_dr.coffee'den sevgilerle

16 Ağustos 2015 Pazar

yeraltından notlar-dostoyevski

insancıklar yorumunun altında iki-üç kere adı geçince kitabın bende alıp okudum.. istasyonda bekleyişlerle dolu saatlerimin yoldaşı oldu.. her ne kadar sabır dostu olarak tavsiye etmesem de soğuk kış gününde elinde sıcak içecek-kahve tercihen- yatağın içinde kurulup okumalık bir kitap.. haziran sonu terminalin demir banklarında önündeki koca valize ayakları uzatmak suretiyle okumanız pek tavsiye edilmiyor :) rahat degil :D :D yoksa kitabı beğendim..
kitap yeraltı ve sulusepken üzerine olarak iki bölümden oluşuyor. 
ilk bölüm olan yeraltı'nda hikayenin kahramanı kendi denemeleri var.. biraz nasıl biri olduğundan biraz da herkesin istediği olsa ne olabilir?bütün dertler biter mi? sorgulaması var.. 
adam yazdıkça sanki yazar aradan çekilmiş de kahramanın yazdıklarını okuyormuş gibi hissettim.. 
ikinci kısım, sulusepken'de ise hayatındaki başarısızlıklar, çekingenlikleri, bundan doğan sorunları ve insanlara bakışını okuyorsunuz. 


kitabı beğenerek ve sıkılarak okudum.. ikisi bir arada nasıl oluyor diye düşünmeyin.. burada her şey mümkün ;) 
kafamda başka başka şeylerle dostoyevski'nin kafasındaki başka başka şeyleri algılamaya çalışmak yorucu olduğu için sıkıldım biraz.. benden kaynaklı..
bir de hala ruslar=sıkıcı kalıbından kurtulamadım..
ama oturup sakin kafayla düşününce kitabı çok beğendim.. dili hem sade hem karmaşık.. anlatmaya çalıştıkları hayatın akışında  kaybolup gitmeye mahkum değerli görüşler.. 
isterim ki herkes okusun.. 
önceki dostoyevski yorumunda bazı kitapların yaşı olduğuyla ilgili nutkumu tekrarlamayacağım ama onu okudukça bu savım güçleniyor.. 


  • iki kere iki dördün mükemmelliğine inanıyorum;fakat ondan daha üstün olduğuna inandığım şey, iki kere ikinin beş etmesidir.


bu cümleyi okuyunca aklım direk 1984'e bağlandı doğal olarak. iki kere iki kalıbını metafor olarak kullanıyordu orwell'cım.kendi kendime ölmüş gitmiş yazarla 'aman da aman, kimler etkilemiş seni' tarzında bir sohbet ortamı kurduğum doğrudu :D
kitaba puanım on üzerinden 9. bir puanı da sıkıldığım bir kuple için kırdım.
okuyun, okutun!
sağlıkla ve kitapla kalın ♥
_dr.coffee'den sevgilerle

13 Ağustos 2015 Perşembe

Tezer özlü


merhaba blog alemi :)
ben geldim :) hem de tam 4 Tezer ÖZLÜ kitabı yorumuyla :D

1)kalanlar

2)zaman dışı yaşam

3)çocukluğun soğuk geceleri

4)yaşamın ucuna yolculuk

ilk olarak kalanlar adlı kitabını okudum tezer'in.. 
ama önceden kimdir nedir biliyordum.. slyvia plath'ın türk versiyonu diye düşünsem de başta okudukça öyle olmadığını gördüm.. sadece aynı psikolojik rahatsızlıktan muzdaripler : bipolar duygudurum bozukluğu.. 
bir uçta deli enerjisi diğer uçta karanlık sular..
bu kelimelerinden, kitaplarının akışından da hissediliyor.
kalanlar.. tezer'den geriye kalanların kardeşi sezer duru tarafından toplanması sayesinde yayınlanmış bir nevi anı defteri. insanoğluna ne yaygın bir şey ölenin arkasından övmek falan.. ses sanatçıları da ölünce hemen şarkılarını diğer sanatçılar söylüyor, muhtemelen bundan para kazanıyorlar ya.. öyle bir şey bu kitapta.. parası nereye gitmiş bilmiyorum ama tezer'den kalanlar onunla özdeşti.. araya farklı bir ses girmiyor.. tabi diğer kitapları okuyunca böyle bir şey diyebiliyoruz..

zaman dışı yaşam.. bir senaryo.. özlü'nün yazdığı.. biraz yaşamın ucuna yolculuğun senaryolaşmış hali gibi.. öyle olması da normal.. yazar kalemi sadece kendisi için oynatıyor, kendine yazıyor.. geçmiş,gelecek,sanat yada toplum değil ana malzeme kendi hayatı.. 

"hiçbir yerden gelmiyorum.kendimden başka."

diyerek anlatıyor her şeyi..

tabi kendini anlatışını en yoğun çocukluğun soğuk geceleri kitabında okudum. küçük yaşta babaannesinin ölümünün, büyük şehre göçün kalıntılarını, yaşamını etkileyişini ve ona yön verişini okuyoruz.. dostoyevski ile kitaplarla tanışması.. bazen de döneminin tabularını yıkışı.. 
okurken olayın içindeymiş gibiydim.. aklından geçen her şey oradaydı.. 

sona kalan ve son okuduğum kitabıysa yaşamın ucuna yolculuk.. kitap almanca olarak bir intiharın izinde ismiyle -tabi almanca başlıkla :D- yayınlanmış, türkçe çevirisinde yaşamın ucuna yolculuk adını almış.. bence ikisi de kitabı anlatıyor.. 
kitapta svevo,kafka ve pavese'nin şehirlerinde yolculuk ediyor.. özelikle pavese'ye yoğun bir ilgisi olan yazar onun arkadaşıyla ve romanının-pavese'nin- kahramanıyla sohbet ediyor, pavese'nin intihar ettiği otel odasına gidiyor.. hem yolculuğa hem de intihara giden bir kitap.. kitapta olayları yaşayan kahramandan bazen 2. , 3. şahıs gibi bazende kendi gibi bahsediyor.. 
otobiyografi ile roman arasında.. genel görüşün anlatı olarak adlandırdığı türde bir kitap..

bilindiği yada bilinmediği üzere manik depresif kadın yazarlara karşı bir sempatim var :) 
slyvia plath, virginia woolf ve tezer özlü ♥ 
o yüzden yazarın kitaplarına herhangi bir puan vermeyeceğim yada tavsiye edemeyeceğim.. biraz ağır dili olduğu için okurken zorlanmıştım.. bir de sindire sindire okuma isteğiyle :)
herkesin beğeneceği roman/öykü/anlatı/senaryo değil maalesef.. gönül ister ki okuyun beğenin ama zevkler ve renkler farklıdır.. o sebeple sevenleri okusun deme gereksinimi duymuyorum zaten okumuştur.. ama ilk kez okuyacak, okuyup okumamak da kararsız olanlar "kalanlar" veya "çocukluğun soğuk geceleri" ile açılışı yapsın.. beğenirseniz devam edersiniz :)

sağlıkla ve kitapla kalın  :)
_dr.coffee'den sevgilerle
not: artık dönem 3 öğrencisiyim :D
not2:söylemesem çatlardım :D